18 Ocak 2013 Cuma

Samimi bir iç döküş

Kışın, önce öfkeden şimşekler saçıp, hemen ardından gümbür gümbür gümbürdeyerek korkuttuğu güneş, uzunca bir süredir saklandığı gri bulut kümelerinin arasından ışıltılı yüzünü göstermeye başladı. Her zaman olduğu gibi şimdilerde de yine biraz ürkek. Öyle hemen ısıtmıyor kaç aydır soğuktan tir tir titreyen yeryüzünü. Bir bakıyorsunuz en güzel ışık huzmelerini yağdırıyor toprak anaya, bereketle. Uyumuş kalmış tohumlar kıpırdanmaya heveslenir, ağaçlar neşeyle çiçeklenirken kayboluveriyor yine.

Gerçi benim ruh halim, rengi uçmuş bir gazete resmi gibi insanın canını sıkacak derecede bulanık ve kederli. Bahsetmek istediklerim bunlar değil!

Doğanın güzelliği mi dostum? Eğer mutsuzsan, huzursuzsan. Doğa istediği kadar güzel olsun bunun sana hiç bir tesiri olmaz. (TEST EDİLDİ, ONAYLANDI!)

Bir şair der ki; İnsan hayatı sandığımız kadar da değişik değildir. Şartların arasında, mühim anlarda, kendi tecrübenizi hayata olduğu gibi nakledin, en başka türlü hayatı doldurmuş olursunuz... İyi günler.

E tabi biraz şans da gerekiyor be hacım. Biraz da aşk; İnsan aşık olunca, kapalı göz kapakları arkasından bütün dünyayı filiz yeşili bir dinginlik olarak görür.

Dile kolay deniliyor ya hani. Aynen öyle söylemesi kolay. Bunu hayatında hangi ölçüde uygulayabiliyorsun arkadaşım? Hangi seviyedesin? Neredesin?

En başta yaptığımız, en büyük yanılgımız, en büyük hatamız herkesi kendimiz gibi zannetmek.
İkincisi de kendimizi bir şey zannetmek.
Samimiyetime inanın.
Hadi ben gidiyorum.



13 Ocak 2013 Pazar

Sıkıntının dilinden.

Gökyüzünün griliği kadar içimdeki karartı, uzay boşluğunda aniden ortaya çıkan bir kara delik misali ele geçirdi zihnimi bu sıkıntı. Aniden ortaya çıkıp kemiriyor mutlu anılarımı, yaşam enerjimi. Emiyor mutluluğumu.

Bu öyle bir sıkıntı ki bir o kadar tahammülsüz fazlalıklarıma, gereksizse olmasın görüşünü aşılıyor beynimin taa derinliklerine. Bir uğultu baskın aklımın odalarında. Düşünceler sıkışıyor önce, sonra yankılanıyor da yankılanıyor zihnimde. Peçete'ye damlayan bir su damlası nasıl yayılırsa, aynen öyle aynı tesirle yayılıyor ruhuma.

Ve bu öyle bir sıkıntı ki bir mülteci gibi dolanıyor bedenimde. En uygun anı kollayıp mülteci maskesini bırakıyor ve hemen işgalci konumuna geçebiliyor. Rahatsız ediyor, acıtıyor.

Kendinden ne kadar uzağa gidebilirsin ki?


Sabahattin Alinin kaleminden, Korhan Futacı'nın yorumundan;

Seneler sürer her günüm,
Ve yalnız gitmekten yorgunum.
Zannetme, sana dargınım.
Ben gene sana vurgunum.

İtilmiş, tekmelenmişim.
Doğduğum günde ölmüşüm.
Yalnız sana güvenmişim.
Ben gene sana vurgunum.

Başkalarına gülsem de,
Senden uzak kalsam da,
Sevmediğini bilsem de,
Ben gene sana vurgunum.

5 Ocak 2013 Cumartesi

King Crimson - One Time

Bilirsin.
Sevmem beklemeyi.
Sırf bu yüzden senden bunu bekleyemem.


King Crimson-One Time Şarkı Sözleri-Türkçe Çeviri

one eye goes laughing,                                            Bir gözü gülerek gider
one eye goes crying                                                Bir gözü ağlayarak gider
through the trials and trying of one life                     Bu sayede yaşamını sürdürmeye çalışır ve dener
one hand is tied,                                                     Bi yandan bağlanır
one step gets behind                                               Bi yandan geride kalır
in one breath we're dying                                        Ve bir solukta biz ölüyoruz

i've been waiting for the sun to come up                  Güneşin doğuşunu bekliyordum
waiting for the showers to stop                               Bekliyordum gösterinin durmasını
waiting for the penny to drop                                  Bekliyordum gökten penny* düşmesini
one time                                                                Bir zamanlar
and i've been standing in a cloud of plans                Ve ben planlarımı bulutların içine inşa ediyorum
standing on the shifting sands                                  Kumların üzerinde duruyor
hoping for an open hand                                         Açık bir el umutla
one time                                                                Bir zamanlar