4 Haziran 2014 Çarşamba

Delilik üzerine

İnsanlar neden deli olmaktan korkar? Hangi şartlar insanı deli olmaya iter? Deliler gerçekten "deli" midirler?

Günlük hayatımızda da farklı olarak nitelendirebilecek -daha önce başka insanların kalkışmadığı- bir işe kalkıştığımızda karşılaştığımız, üzerine o kadar da düşünülmeyen bir soru vardır; "deli misin?"

Delilik, farklı olmak mı demektir? Farklı ve cesur şeyler yaşamak için insanın deli olmaya mı ihtiyacı vardır?

Tarihe bir göz attığımda deli olarak nitelenen Einstein, Kristof Kolomb hatta Everest'in zirvesine çıkan bir Edmund Hillary var. Bu insanlara neden deli dediler? Toplumun kıskacından çıkan insan deli damgası yemeye mahkum oluyor anlaşılan.

Kıssadan hisse: Bir büyücü ülkesinin insanlarını zehirlemek ister, bunun için ülkesinin insanlarının su içtiği bir kuyuya delilik iksiri atar. Zamanla halk iyiden iyiye delirir, yalnızca kraliyet ailesi kendilerine özel kuyudan su çektiklerinden zehirlenmemişlerdir. Kral çok kaygılanır ve halkı iyileştirmek için bir dizi emir verir, ancak polisler de delirmiştir. Kralın emirlerini saçma bulur ve uygulamazlar. Ülkede yaşayanlar kralın emrini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar ve onu tahtından indirmek isterler. Kral da çare olarak gidip o kuyunun suyundan içer ve böylece o da delirir ancak bu şekilde toplumun içinde krallığını sürdürebilir.

Kaçınız farkındadır bilmiyorum fakat çevremizdekiler "hep aynı kuyunun suyunu içmiş insanlar" Kendilerini normal sanıyorlar çünkü hepsi de aynı şeyi yapıyorlar!