13 Ocak 2013 Pazar

Sıkıntının dilinden.

Gökyüzünün griliği kadar içimdeki karartı, uzay boşluğunda aniden ortaya çıkan bir kara delik misali ele geçirdi zihnimi bu sıkıntı. Aniden ortaya çıkıp kemiriyor mutlu anılarımı, yaşam enerjimi. Emiyor mutluluğumu.

Bu öyle bir sıkıntı ki bir o kadar tahammülsüz fazlalıklarıma, gereksizse olmasın görüşünü aşılıyor beynimin taa derinliklerine. Bir uğultu baskın aklımın odalarında. Düşünceler sıkışıyor önce, sonra yankılanıyor da yankılanıyor zihnimde. Peçete'ye damlayan bir su damlası nasıl yayılırsa, aynen öyle aynı tesirle yayılıyor ruhuma.

Ve bu öyle bir sıkıntı ki bir mülteci gibi dolanıyor bedenimde. En uygun anı kollayıp mülteci maskesini bırakıyor ve hemen işgalci konumuna geçebiliyor. Rahatsız ediyor, acıtıyor.

Kendinden ne kadar uzağa gidebilirsin ki?


Sabahattin Alinin kaleminden, Korhan Futacı'nın yorumundan;

Seneler sürer her günüm,
Ve yalnız gitmekten yorgunum.
Zannetme, sana dargınım.
Ben gene sana vurgunum.

İtilmiş, tekmelenmişim.
Doğduğum günde ölmüşüm.
Yalnız sana güvenmişim.
Ben gene sana vurgunum.

Başkalarına gülsem de,
Senden uzak kalsam da,
Sevmediğini bilsem de,
Ben gene sana vurgunum.

1 yorum:

  1. Lanetlenmiş gibi hissediyordum kendimi Pedro. Her yerimde çıbanlar çıkıyordu. İnsanlar vebalıymışım gibi bakmaya başlamışlardı bana. Bir keresinde daha sevecen olabileceklerini düşündüğüm için elimde çiçeklerle yaşlılar evine ziyarete gittim. Birilerinin şefkatine ihtiyacım vardı Pedro anlıyor musun? İçeri girdim. Yaşlılar bana baktılar ve yüzlerini ekşittiler. Hasta bakıcılar plastik eldivenleri ile elimdeki çiçekleri alıp; benden orayı terk etmemi rica ettiler kibar bir dille. Bu zavallı insanlara ölümü hatırlatıyormuşum. Çaresiz kapıya doğru yürüdüm Pedro. Arkama dönüp son baktığımda şişman bir mavi gömlekli; getirdiğim çiçekleri kimyasal bir atıkmış gibi çöpe attı, kapağını kapadı ve herkes onu alkışladı...

    YanıtlaSil

Sanırım benden farklı düşünüyorsun? Fikrini paylaş, düşünceler önemlidir.